27 Ocak 2008 Pazar

arkadaşlar ben geldim savunun :D

bundan sonra umarım sitemizde rüzgarlar esecek yağmurlar yağacak gökler gürleyecek taş taş üstünde kalmayacak because bn geldim höööööyyyyttttttttttttttt!!!!!!!!..:D:D:D:D

26 Ocak 2008 Cumartesi

bu fotoğraf mı muhammet?


22 Ocak 2008 Salı

biten işlerin fotoğrafları
























merhabalar
arkadaşlar,
bu hafta sonu kursumuz yok.
ancak yarım kalan işleriniz dolayısıyla cumartesi günü saat 13:00 e kadar orada olacağız.
pazar günü dersimiz yok.
hepinizi c.tesi bekliyorum.
hoşça kalın.

15 Ocak 2008 Salı

gelişmeler :D

evet arkadaşlar meşhur elektirikli turnetimiz bitmiştir :D haftasonu kullanıma sunucaz tabi serap la berkayın gazabına uğramazsa :D:D:D

14 Ocak 2008 Pazartesi

sevgili arkadaşlar,
dün sizlere bir fırın çeşidi olan anagama fırınlarından bahsetmiştim. ve carola süss adında alman bir seramik sanatçısı'sının sitesini ziyaret edip, bu fırında pişen seramik objeleri görüp, inceleyebilirsiniz. malesef sitenin ingilizce bölümü bulunmamakta, sadece almancası var:(
ama üzülmeyin, takıldığınız yerleri bana sorabilirsiniz.
http://www.suesskeramik.de/
buraya tıklayın, sonra ARBEİTEN KISMINA TIKLAYIN, oradan anagama yı seçin, özellikle tornada çekilmiş işler üzerindeki küllerin efektlerine dikkat edin.
öpüyorum hepinizi...

13 Ocak 2008 Pazar






13 ocak hatıraları










arkadaşlar bizim sucuk yöntemi sosis yöntemi diye de geçiyormuş..şaştım..

SOSİS YÖNTEMİ

Sosis yöntemi, seramikte en temel yöntemlerden birisidir. Bu temel ders, çamuru tanımak için olduğu kadar çamurla düzgün ve kolay bir form çıkarmak için de uygun bir yöntemdir. Bu yöntemde amaç, kalınlığı olan bir yüzey yaratmaktır. Bu tanımın içine, kutudan vazoya, tabaktan kalemliğe değişik şekiller girebilir. Örneğin bir kutu yapmak isteniyorsa, buradaki temel mantık, duvar örme mantığıdır. Kutunun yüksekliği, yavaş yavaş artırılır, kutunun duvarları adım adım yükselir. İstenen yükseliğe ulaşıncaya kadar da bu işleme devam edilir. Burada, duvar örerken kullanılan tuğlanın yerini, sosisler alır. Sosisler üst üste konarak duvar oluşturulur.

Yoğrulmuş olan çamur, Res.[1]deki gibi elle sosis şekline getirilir. Bu aşamada özenli ve düzgün sosisler yapmak önemlidir. Res.[2] deki gibi tezgah üzerinde elle, yaklaşık serçe parmak kalınlığına gelinceye kadar yuvarlatılarak inceltilen çamur, daha sonra bükülerek iki ucu birbirine yapıştırılır. Kutunun şeklinin silindirik olduğunu kabul edersek, sosislerin yuvarlak olması gerekir. İki ucu birleştirilen sosisleri yuvarlak, simit şekline getirip üst üste yapıştırarak kutunun duvarı oluşturulabilir. Sosisleri giderek büyüyen ya da küçülen boylarda seçerek kutunun çapı değiştirilebilir. Bu da yükseldikçe genişleyen veya daralan kutular yapmayı olanaklı kılar. Bu kutunun tabanını yapmak içinse, çamur bir merdaneyle açılır. Açılan bu çamurdan taban boyutunda bir parça kesilir ve bu taban sosislerden yapılmış olan duvara yapıştırılır. Böylece kutunun şekli verilmiş olur.

Bu aşamadan sonra yapılacaklar, yapanın kendi isteklerine göre değişir. Sosisle yapılan bir kutunun duvarları Res.[3] ve Res [4]teki gibi boğumlu olacaktır. Bu boğumları birbirine yedirerek duvarları düzleştirmek mümkündür. Hem içi, hem dışı düzeltilen kutu, bundan sonra kabartma ve süslemelerle daha estetik bir hale getirilebilir. Kabartmalar, çamuru oyarak veya çamura parçalar yapıştırarak oluşturulabilir. Çamur yapıştırırken, ince ayrıntılı bir parça yapıştırmak yerine, kaba hatları belli olan kabartma parçası yapıştırılır, ince ayrıntıları, çamur bir iki gün oda sıcaklığında kuruduktan sonra, yarı sert bir kıvama gelince verilir. Islak çamur çalışılırken çapak yapacağı ve verilen formu çabuk kaybedeceği için, çamur sertleşmeden ayrıntı vermek çok güçtür.

Res [5-6-7], sosisle yapılmış bir çanağı göstermektedir. Res.[5]te iç yüzeydeki boğumlar birbirine yedirilmektedir. Bu yöntemde sosis kalınlıkları artırılarak veya kutunun kesit şekli değiştirilerek(yuvarlak, kare, üçgen vs.tabanlı) değişik boyut ve biçimlerde formlar oluşturmak olasıdır.

meraktayım..

arkadaşlarım benim süpersiniz, daha detaylı düşünmem lazım keşke nasıl yaptığınızı görsem kafamda canlandırıyorum ama olmuyor, anlatın bana bekliyorum haber sizden..

12 Ocak 2008 Cumartesi

NOTTT OKUYUNUZ !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

ya biz çalışmalar içerisindeyiz ama şimdi ortada ufak bir sorun war bizim yapacağımız tornanın motoru biraz ufak (vantilatör motoru):D eğer baktıkki bizim torna üzerine fazla çamur koyunca duruyo o zaman onu ya bi şeyler düşünüp ayakla çalıştırcaz daha hızlı olsun diye yada bunu elektrikli turnet olarak kullancaz buda duyrulur anlıycanız o ki hemen telaş etmeyelim yani bekleneni weremeyebiliriz...

EL YAPIMI TORNA :D

ARKADAŞLAR BEN VE BERKAY ŞU ANDAN İTİBAREN BİR TORNA YAPMA ÇALIŞMASI İÇERİSİNE GİRMİŞ BULUNMAKTAYIZ EN KISA SÜREDE BİTİRİP VE KURSUMUZDA KULLANIMA GEÇİRMEK İSTİYORUZ 1. DÖNEME YETİŞMESEDE 2. DÖNEME YETİŞTİRMEYE GAYRETLE AZİMLE ÇALIŞACAĞIZ SAYGIRIMIZLA
By Jarnen & Tam 35 Lee

11 Ocak 2008 Cuma


İYİ Kİ DOĞDUN HASAN,

HER ŞEY GÖNLÜNCE OLSUN,

BU YENİ YAŞIN;

DAHA FAZLA

MUTLULUK,

HUZUR

ŞANS,

PARA

VE ELBETTE AŞK

GETİRSİN SANA

10 Ocak 2008 Perşembe

9 Ocak 2008 Çarşamba

6 Ocak 2008 Pazar


sevgili arkadaşlar
sizlere çok beğendiğim amerikalı bir seramik sanatçısı olan, Beth Cavener Stichter'in işlerinin bulunduğu linki kopyalıyorum. yukarıda görmüş olduğunuz gibi, av hayvanlarının, o anda neler hissetiklerini, seramik malzemeyi kullanarak aktarıyor. bir bakmanızı öneririm. sevgilerimle


5 Ocak 2008 Cumartesi

1 Ocak 2008 Salı

GÜNER YENER

Seramik:

Seramik: Killi çamurdan çok öteDoğanın bize sunduğu en verimli maddelerden biri toprak. Yediğimiz içtiğimiz en hayati şeylerin kaynağı o olduğuna göre toprak olmadan yaşayamayacağımız açık. Bunun üzerine tartışmak elbette gereksiz. İşte toprağın sebze yetiştirmekten başka bir kullanım alanı var ki hayati önemi tartışmaya açık olmakla birlikte çok amaçlı, çok kullanışlı, çok keyifli bir şey: Seramik.

Genel birkaç bilgi ve kısa tarihçe

Seramik, kökenini Yunanca’dan alıyor. Bu dilde “kil” anlamına gelen “keramikos” veya “boynuz” demek olan “keramos” sözcüklerinden türemiş olduğu söyleniyor. Boynuz şeklindeki bir tür çömlekten bu bilgi çıkarılmış. Tarihin en eski çağlarında keşfedildiği üzere, kil veya toprak ile su karıştırıldığında, şekil vermesi kolay bir çamura dönüşüyor. Bunu yüksek derecelerde pişirdiğimiz zaman ise ortaya sert bir madde çıkıyor.

Bunları şüphesiz biliyorsunuz ama bu harika sanat dalına uygun bir giriş yapmamız da gerekiyordu haliyle. Bu noktadan sonra bazılarınızın bilmediğini tahmin ettiğimiz şeylerden bahsedeceğiz. Mesela şunun gibi: Seramik, bir ya da daha fazla metalin, metal olmayan elementler ile birleşmesi ve pişirilmesi sonucu ortaya çıkan inorganik bir bileşiktir. Ana malzeme olarak kullanılan kil, biliyor olabileceğiniz gibi taş ve kayaların uzun yıllar içinde dış etkenler sonucu parçalanıp ufalanması sonucu meydana gelen kum benzeri bir maddedir. Elbette günümüz seramik sanatı uygulamalarında kulanılan kil, birtakım fabrikasyon süreçlerden geçer ve kullanıma hazır hale gelir. İçine katılan bazı ek maddeler ile farklı tiplerde seramik üretimi yapmak mümkün olabilir.

Seramik: Killi çamurdan çok öteSeramiğin pişme derecesi gibi erime derecesi de neredeyse 2000 derece civarında seyreder. Yani kil ile suyu birleştirip mutfak fırınında çömlek yapma hayali kurulmasın boşuna diye söylüyoruz. Bunun için büyük, çok yüksek enerji üreten ve harcayan özel fırınlar vardır. Bu pişme ve erime sıcaklıklarını düşürmek ve üretimi kolaylaştırmak için seramik yapımında kullanılacak malzemenin içine bazı yabancı maddeler de eklenir. İşin sanatsal yönünden başka, ileri teknoloji seramikleri olarak adlandırılan ve çeşitli bileşimlerle oluşturulan sentetik seramikler, aşınmaya dayanıklı makinelerde, taşıtlarda, uzay araçlarında, bilgisayar ve makine üretiminde, tıpta, elektrikte kullanılıyor. Seramik kullanan kurşun geçirmez yelekler bile var.

Seramiğin keşfinin temeli, haliyle ateşin bulunmasına kadar uzanıyor. İlk çağ insanları, yediklerini, içtiklerini içine koymak için kaplara gereksinim duymuş oldukları için buna mecburi bir keşif de diyebiliriz. Gerçi bunun bir yangın sırasında tesadüfen olduğunu söyleyenler de var ama bunu kim kesin olarak kim bilebilir ki?

Anadolu’da, Yunanistan’da, Uzakdoğu’da seramik işlevsel kullanımının yanı sıra, dinsel anlamda da bir araç olmuş. Çok dinli dönem insanları, seramik heykellere tapınmıştır. Çatalhöyük’te bulunan seramik kaplar, seramik tarihinin MÖ 6000’lere kadar uzandığını gösterir. Zaman içinde seramik tuğlalardan evler, saraylar, yollar da yapılmaya başlamıştır. Elbette günümüze yaklaştıkça işin zanaat tarafı kadar sanatsal yönü de ağır basmaya başlamıştır.

Bugün seramik çanak çömlek üretimi daha çok fabrikasyona kaymış olsa da başta Avanos, Karasu, Kınık olmak üzere çömlekçiliğin faal olarak yaşatıldığı yerler de vardır. Seramik sanatında söz sahibi olan illerimizden İznik, Kütahya ve Çanakkale’yi de ismen anmadan geçmeyelim.

Temel seramik yapımı

Diyelim ki basit, standart şekilli bir çanak yapacaksınız. Bunun için, uygun olan çamuru alır ve dilerseniz elde oyarak, dilerseniz de torna dediğimiz hızlı devirde dönen yuvarlak tabaka üzerinde şekillendirme yapabilirsiniz. Tornayı tarif etmek için sinema tarihinin en bilinen sahnelerinden birini hatırlatacağız: “Hayalet” (Ghost) filminde bir seramik sanatçısını canlandıran Demi Moore’un üstü başı çamur olmuş halde gece gece çömlek yapmaya çalıştığı dönen bir alet vardır. Motorlu bir cihazdır, bir pedalı vardır ve üzerinde pedala basınca dönen, ağır, yuvarlak bir metal tabaka bulunur. Bacaklarınızı iki yana açıp torna taburesine oturursanız çalışmanız kolaylaşır.

Seramik: Killi çamurdan çok öteTorna tabakasının üzerine, tam ortasına önce fındık kadar bir çamur parçasını yapıştırmak gerekir. Sonra, yapacağınız şeyin büyüklüğüne göre bir miktar çamur alıp yuvarlamalısınız. Bunu, o minik çamur parçasının üzerine denk gelecek şekilde hızla tornanın üzerine bırakırsınız ve tabakaya sabitlersiniz. Üzerini biraz ıslatıp elinizle bu çamur topunu kavramak ve her yerinin ıslanmasını sağlamak, elden geldiğince de yamru yumru kısımları düzeltmek gerekir. Bundan sonrası çok zevklidir; pedala basıp tabakayı döndürmeye başladığınızda, avuçlarınızı açıp hamuru kavrayarak ona şekil vermeye başlarsınız. Baş parmaklarınızı ortaya batırdığınızda bir çukur açılır. Bundan sonra dikkatlice çeperleri inceltmelisiniz. Artık çanak mı, çömlek mi, vazo mu ne isterseniz şekil verebilirsiniz. Çok dikkat isteyen bir iştir bu; bir kere dengesi bozuldu mu hop diye kayar, her şeye yeniden başlamak zorunda kalırsınız.

Sadece çanak değil, heykel çalışmaları da yapabilirsiniz. Bunun için tornaya ihtiyacınız yok. İrice heykeller için şamotlu çamur dediğimiz daha iri taneli ve pütürlü, açık renkli çamur tercih edilir. Çalışmaya ara verdiğiniz zaman, eserinizin her tarafını hava geçirmeyecek şekilde naylon poşetle kaplamalısınız. İki gün sonra devam etmeye kalktığınızda kurumuş bir yarım heykelle karşılaşabilirsiniz ki bu pek keyifli bir durum değildir.Diyelim ki çok beğendiğiniz bir vazo var ve siz onun birkaç tane seramik versiyonunu yapmak istiyorsunuz. Yapmanız gereken işlem kabaca şu: Tercihen fayans bir zemin üzerinde, vazonuzu içine alacak şekilde tahtadan, üzeri açık bir kutu yapıyorsunuz. Çit gibi düşünün, etrafını çevreliyorsunuz yani. Vazonun üzerine özel bir kayganlaştırıcı madde sürülüyor, kayganlaştırıcı yoksa bolca vazelin de olur. Kutunun içi ise bildiğimiz beyaz alçı ile dolduruluyor. Ertesi gün alçı kurumuş oluyor ve tahtaları ayırıyorsunuz. Alçının içinden vazoyu nasıl çıkaracağınızı düşünebilirsiniz bu aşamada; işte orada size bu işi öğreten kişi işin püf noktasını anlatacak. Vazonun yapısına göre alçıyı iki parçalı kalıplamayı öğreneceksiniz ve bu parçalar lego gibi birbirine geçmeli olacak. Bunların içine sıvı çamur döküp pişirdiğiniz ve sonra kalıpları ayırdığınız zaman elinizde beğendiğiniz vazonun tıpkısı olacak.

Sıra geldi boyamaya... Temelde iki tip boya kullanılır; tekrar fırınlama isteyen ve istemeyen. Diyelim ki tornada yaptığınız çanağı pişirdiniz, onu fırçayla renklendirmek istiyorsunuz. Pişirme istemeyen boyayla bunu yapabilirsiniz ama onu bir mutfak eşyası olarak kullanmayı düşünemezsiniz; çünkü yıkadığınız zaman boya akar. Şimdi de diyelim ki vazonuzu fırınlama isteyen boyayla boyayacaksınız. Bunun için bir püskürtme aletine ve maskeye ihtiyacınız olacak. Bu tip boyayı, pişmiş vazonuzun üzerine sıkarak uygulayabilir, onu tekrar fırına verebilir ve sonuçta parlak, kaygan, yıkanabilir bir renkli yüzey elde edebilirsiniz.

Seramik sanatıyla uğraşmak, insanı oldukça rahatlatır. Avuçlarınızın içindeki toprağın vücudunuzdaki negatif elektriği aldığını hissedersiniz. Ama ağır işçilik istediğini de unutmayın; kilo kilo çamur yığınlarını taşımanız, yoğurmanız, sabırlı ve dikkatli olmanız, üstünüzün başınızın devamlı kirli olacağını kabul etmeniz gerekir. Üzerinde uzun uzun uğraştığınız eser fırında kırılabilir, çatlayıp patlayabilir. Bu tip durumlara hazır olmalısınız. Evde kolay kolay yapılacak iş değildir. Mutlaka bir seramik atölyesinde çalışmayı gerektirir.gg